Gezi davası hükümlüsü Tayfun Kahraman, Silivri Marmara Cezaevi'nden yaptığı açıklamalarla gündeme oturdu. Kahraman, cezaevinde bulunan 5 şehir plancısının durumuna dikkat çekerek, bu durumun tesadüf olmadığını vurguladı. Şehir plancılarının kamu yararını ön planda tutarak şehirlerin planlı, sağlıklı ve güvenli olması için çalıştıklarını belirten Kahraman, bu durumun bazı kesimlerin rant musluklarını kestiğini ifade etti.
## Şehir Plancıları Neden Hedefte?
Tayfun Kahraman, şehir plancılarının, kenti rant alanı olarak gören anlayışa, imar aflarına ve akla aykırı her türlü girişime karşı çıktıkları için hedefte olduklarını dile getirdi. Kahraman, "Bizler, rant ve vurgun düzenine karşı çıktığımız için buradayız" dedi. Bu sözler, Gezi davası hükümlülerinin neden tutuklandığına dair önemli bir ipucu veriyor. Şehir plancılarının meslek ahlakını, vatandaşların hakkını ve insanlık haysiyetini savunmaya devam edeceklerini vurgulayan Kahraman, vurgunculara kaptıracak kentleri olmadığını ve İstanbul'un muhafızlığının millete emanet olduğunu söyledi.
## Aynı Zindanda, Aynı Mücadele
Kahraman, 2001 yılından beri Resul Emrah Şahan ve Gürkan Akgün ile Mimar Sinan Üniversitesi'nde aynı sıraları paylaştıklarını, dostluklarını ve mücadelelerini birlikte büyüttüklerini anlattı. Şimdi ise aynı zindanda tutsaklığı paylaştıklarını belirten Kahraman, çok yakında özgür günlerde mücadelelerini büyüterek paylaşacaklarını ifade etti. Mehmet Murat Çalık ve Buğra Gökçe'nin de eklenmesiyle Silivri'de tam 5 şehir plancısının bulunduğunu hatırlatan Kahraman, bu durumun tesadüf olmadığını bir kez daha vurguladı.
## İstanbul'un Muhafızları Kim?
Tayfun Kahraman'ın açıklamaları, Gezi davası hükümlülerinin neden cezaevinde olduğuna dair önemli bir perspektif sunuyor. Şehir plancılarının, rant ve vurgun düzenine karşı duruşları, onların hedef haline gelmesine neden olmuş gibi görünüyor. Kahraman'ın "İstanbul'un muhafızlığı da milletimize emanettir" sözleri, şehir plancılarının sadece mesleklerini icra etmekle kalmayıp, aynı zamanda kentlerinin ve vatandaşlarının haklarını da savunduklarını gösteriyor. Bu durum, rantçılara karşı halkçıların mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
