İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze Şeridi'ne yönelik yeni planları, bölgede tansiyonu yükseltmeye devam ediyor. İsrail devlet televizyonu KAN'a konuşan üst düzey bakanların açıklamalarına göre, Netanyahu, İsrailli esirlerin tutulduğu düşünülen bölgeleri de kapsayacak şekilde Gazze'ye yönelik saldırıları genişletme kararı aldı. Bu karar, güvenlik kurumlarıyla yaşanan görüş ayrılıklarına rağmen alınmış olmasıyla dikkat çekiyor.

Gazze'de Yeni Bir Aşama mı?

Bakanlar, Netanyahu'nun görüşmeler sırasında "Şeridin işgali" ifadesini kullandığını da belirtiyor. Bu durum, İsrail'in Gazze'ye yönelik operasyonlarında yeni bir aşamaya geçilebileceği endişelerini beraberinde getiriyor. Netanyahu'nun, Gazze Şeridi'nde "savaş hedeflerine" ulaşabilmek için hafta içi güvenlik kabinesini toplayacağı da gelen bilgiler arasında.

İsrail basını da ordunun, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları genişletme yönünde hazırlıklar yaptığını yazdı. Hazırlanan "aşamalı saldırı planı" çerçevesinde, daha önce birçok kez yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı mülteci kampları da dahil olmak üzere "hassas bölgelerin" kara saldırılarıyla hedef alınabileceği belirtiliyor. Bu bölgelere, İsrailli esirlerin varlığı nedeniyle şimdiye kadar kara saldırıları düzenlenmekten kaçınıldığı iddia ediliyordu.

İsrail ordusunun hazırladığı geniş kapsamlı "aşamalı saldırı planı" çerçevesinde hedeflenenler:

• Mülteci kampları
• Hassas bölgeler
• Esirlerin tutulduğu düşünülen yerler

Güvenlik Kabinesi Toplanıyor

İsrail kabinesinin, söz konusu kapsamlı saldırı planını bu hafta görüşeceği aktarılıyor. Bu görüşme, Gazze'deki durumun daha da kötüleşmesine yol açabilecek kritik kararların alınabileceği bir döneme işaret ediyor. Uluslararası toplumun tepkileri ve bölgedeki insani durum dikkate alındığında, bu kararların sonuçları merakla bekleniyor.

Netanyahu'nun Kararının Olası Sonuçları

Netanyahu'nun Gazze'ye yönelik saldırıları genişletme kararı, bölgedeki gerilimi tırmandırabilir ve insani krizi derinleştirebilir. Özellikle esirlerin tutulduğu düşünülen bölgelere yapılacak saldırılar, hem İsrailli esirlerin hayatını tehlikeye atabilir hem de uluslararası hukuka aykırı olabilir. Bu durum, İsrail'in uluslararası arenadaki itibarını zedeleyebilir ve yeni yaptırımlara yol açabilir.

Ayrıca, saldırıların genişletilmesiyle birlikte Filistinli sivillerin yaşadığı bölgelerde can kayıplarının artması ve daha fazla insanın yerinden edilmesi bekleniyor. Bu durum, bölgedeki istikrarsızlığı daha da artırabilir ve yeni bir çatışma dalgasını tetikleyebilir. Netanyahu'nun bu kararı, sadece Gazze'deki değil, tüm bölgedeki barış ve güvenlik umutlarını tehlikeye atıyor.