İsrail hükümetinin, ABD'de yürüttüğü gizli dijital propaganda faaliyetleri gün yüzüne çıktı. "Proje 545" ve "Esther Projesi" adı verilen operasyonlarla İsrail, kamuoyunu manipüle etmeyi ve özellikle genç nesilleri etkilemeyi hedefliyor. Sosyal medya fenomenlerine gönderi başına binlerce dolar ödenirken, yapay zeka destekli medya projeleriyle algoritmalar yönlendirilmeye çalışılıyor. Bu durum, uluslararası arenada büyük yankı uyandırırken, dijital savaşın boyutlarını da gözler önüne seriyor.

İsrail'in Gizli Dijital Operasyonları Neler?

ABD merkezli Quincy Enstitüsü'ne bağlı Responsible Statecraft'ın raporuna göre, İsrail hükümeti, ABD'de iki ayrı gizli dijital operasyon yürütüyor:

• Proje 545: Sosyal medya influencerlarına İsrail yanlısı içerikler paylaşmaları için ödeme yapılıyor. Gönderi başına 7 bin dolar gibi yüksek meblağlar ödenerek, kamuoyunun algısı değiştirilmeye çalışılıyor.
• Esther Projesi:6 milyon dolarlık bir bütçeyle hayata geçirilen yapay zeka destekli medya projesi. Bu proje ile algoritmalar manipüle edilerek, genç kuşaklara "İsrail yanlısı" içerikler ulaştırılması hedefleniyor.

Bu projelerin temel amacı, İsrail'e eleştirel yaklaşan genç nesillerin düşüncelerini değiştirmek ve İsrail'in imajını güçlendirmek.

Neden Genç Kuşaklar Hedefte?

Genç kuşaklar, sosyal medyayı aktif olarak kullanan ve bilgiye kolayca ulaşabilen bir kitle. Bu nedenle, İsrail hükümeti, gençlerin algısını yöneterek uzun vadeli bir etki yaratmayı amaçlıyor. Yapay zeka destekli medya projeleri sayesinde, gençlerin ilgi alanlarına uygun içerikler üretilerek, İsrail yanlısı mesajlar daha etkili bir şekilde iletilmeye çalışılıyor.

Bu strateji, sadece ABD'de değil, dünya genelinde de tartışmalara yol açıyor. Dijital manipülasyonun etik sınırları ve demokratik süreçler üzerindeki etkileri, uzmanlar tarafından sıkça dile getiriliyor.

Dijital Savaşın Geleceği

İsrail'in yürüttüğü bu dijital operasyonlar, modern savaşın yeni bir boyutunu gözler önüne seriyor. Artık savaşlar sadece cephelerde değil, dijital platformlarda da yapılıyor. Bilgi akışını kontrol etmek, kamuoyunu yönlendirmek ve algıları yönetmek, savaşın önemli bir parçası haline geldi.

Bu durum, ülkelerin siber güvenlik önlemlerini artırmasına ve dijital okuryazarlık eğitimlerine daha fazla önem vermesine neden oluyor. Aksi takdirde, dezenformasyon ve manipülasyonun yaygınlaşması, toplumların kutuplaşmasına ve demokratik değerlerin zayıflamasına yol açabilir.

İsrail'in "Proje 545" ve "Esther Projesi" gibi dijital operasyonları, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Bu tür faaliyetlerin artması, ülkeler arasındaki güvenin azalmasına ve gerginliğin yükselmesine neden olabilir. Bu nedenle, dijital savaşın etik kurallarının belirlenmesi ve uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi büyük önem taşıyor.