Birleşmiş Milletler (BM),İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının bilançosunu açıkladı. Yapılan açıklamada, son 36 saat içinde Gazze'de en az 250 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi. Bu vahim tablo, bölgedeki insani krizi bir kez daha gözler önüne serdi.

Gazze'de Yaşanan İnsanlık Dramı

BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Stephanie Tremblay, basın toplantısında Gazze'deki durumun vahametini şu sözlerle ifade etti: "Gazze Şeridi'nde gece boyunca yoğun düşmanlıklar devam etti, birçok Filistinli öldürüldü ve yaralandı, kitlesel yerinden edilmeler ve ek yıkımlar yaşandı." Tremblay, Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre son 36 saatte en az 250 kişinin öldürüldüğünü ve bu ölenlerin arasında en az 45 çocuğun bulunduğunu da sözlerine ekledi.

Gazze'nin kuzeyindeki hastanelere 150'den fazla yaralının ulaştığı, ancak yardım ekiplerinin bölgeye ulaşmakta zorlandığı belirtildi. İsrail'in saldırıları nedeniyle Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi'nin işlevsiz hale geldiği ve nöroşirürji, kalp bakımı ve kanser tedavisi gibi hayati hizmetleri sunamadığı vurgulandı.

Abluka Hayatları Karartıyor

BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Stephanie Tremblay, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı tam ablukanın devam ettiğini ve bu durumun insani yardımların ulaşmasını engellediğini vurguladı. Tremblay, "Gazze'ye tüm geçişler 75 gündür kargo girişi için kapalı. Biz ve insani yardım ortaklarımızın hareketleri ciddi şekilde kısıtlandı. Bu durum, muazzam ihtiyaçlara yanıt verme kapasitemizi engelliyor." dedi.

Buna rağmen bazı Filistin mutfaklarının hâlâ çalıştığını belirten Tremblay, Gazze'de kalan son gıda stoklarının toplum üyeleri arasında paylaşıldığını aktardı. İnsani yardım kuruluşları, ablukanın kaldırılması, acil ihtiyaçların karşılanması, sivillerin korunması ve ateşkesin derhal yeniden sağlanması için çağrıda bulunuyor.

Umutlar Tükeniyor mu?

Gazze'de yaşanan bu son gelişmeler, bölgedeki insani krizin ne denli derinleştiğini bir kez daha ortaya koyuyor. Uluslararası toplumun acil müdahalesi ve kalıcı bir çözüm bulunması, Gazze halkının yaşam umutlarını yeniden yeşertmek için hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, bu topraklarda yaşanan acılar dinmeyecek ve masum sivillerin hayatları kararmaya devam edecektir.