Antalya'da yaşanan ve vicdanları yaralayan olayda, 21 yaşındaki E.K.Y., 11 yaşındaki bir çocuğa cinsel istismarda bulunmak suçundan yargılandığı davada tahliye edildi. Adli Tıp raporu, sanığın meni hücrelerinin çocuğun iç çamaşırında bulunduğunu kesin olarak tespit etmesine rağmen, mahkeme heyetinin "çocuğun rızası var" gerekçesiyle tahliye kararı vermesi büyük tepki çekti. Davayı takip eden avukat, bu kararın ender görülen hızlı bir iddianame sürecinin ardından gelmesine dikkat çekti.

Adli Tıp Raporuna Rağmen Tahliye Kararı

Adli Tıp raporunun sanığın suçunu açıkça ortaya koymasına rağmen, mahkemenin tahliye kararı vermesi kamuoyunda şaşkınlık ve öfke yarattı. Çocuğun avukatı, kararın gerekçesini "çocuğun rızası var" şeklinde açıklarken, bu durumun hukuki ve vicdani açıdan kabul edilemez olduğunu vurguladı. Bu tür olaylarda adaletin sağlanması ve suçluların cezalandırılması, toplumun güvenliği ve çocukların korunması açısından büyük önem taşıyor.

Hızlı İddianame Süreci ve Tartışmalı Karar

Davanın avukatı, iddianame sürecinin normalden çok daha hızlı ilerlemesine dikkat çekerek, bu durumun kararın alınmasında etkili olup olmadığını sorguladı. Hızlı bir şekilde tamamlanan iddianame sürecinin ardından gelen tahliye kararı, davaya ilişkin soru işaretlerini artırdı. Avukat, kararın yeniden değerlendirilmesi için gerekli girişimlerde bulunacaklarını ve adaletin tecelli etmesi için mücadele edeceklerini belirtti.

Bu olay, Türkiye'de çocuk istismarı davalarında yaşanan sorunlara ve adaletin işleyişine dair önemli bir örnek teşkil ediyor. Çocukların korunması ve bu tür suçların önlenmesi için daha etkin yasal düzenlemelerin yapılması ve yargı süreçlerinin titizlikle yürütülmesi gerekiyor. Aksi takdirde, bu tür olayların tekrar yaşanması kaçınılmaz olacaktır.