Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Öğrenci, Stajyer ve İşçi Avukat Komisyonu, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HMGS) sonrası yaptığı basın açıklamasıyla gündeme bomba gibi düştü. Sınavın hukuk fakültesi mezunları üzerindeki olumsuz etkileri, mesleğin ticarileşmesi ve emek sömürüsü gibi konulara dikkat çekildi. Peki, bu sınav gerçekten bir engel mi, yoksa fırsat mı?
Hukukçular Neden İsyan Ediyor?
Komisyonun açıklamasına göre, binlerce genç mezun oldukları mesleği icra edebilmek için yeniden sınava girmek zorunda kalıyor. Bu durum, hem maddi hem de manevi olarak büyük bir yük oluşturuyor. Komisyon, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
‘’Biz farklı şehirlerde yaşayan, farklı üniversitelerde okuyan binlerce genciz. Aynı biçimde sömürülüyor, aynı yoksulluğun içerisinde yaşıyoruz. Bizi bu düzene mahkum eden siyasi iktidar, sözde “yeterlilik” adı altında yeni bir sınavla savunmaya saldırılarını büyütüyor. Meslek örgütlerimiz olan TBB ve barolarımız; savunmaya yönelen ruhsat gaspları, kayıt dışı çalışma, ücretsiz staj saldırıları karşısında da yaptığı gibi sessizliğini koruyor. Bu sessizliğin de bir tercih olduğunu görebiliyoruz.’’
Komisyon üyeleri, sınavın öğrencilerin hayatlarından çaldığını, mezunların yasal stajını başlatmak üzere 70 puan alamadıklarında mesleklerini icra edemedikleri gibi öğrencilik haklarından da faydalanamadıklarını vurguladı. Bu durum, genç hukukçuların geleceklerine dair büyük bir belirsizlik yaratıyor.
Sınav, Hukuku Ticarileştiriyor mu?
İşçi Avukat Komisyonu üyeleri, sınavın özel kurslar ve "soru bankaları" gibi ürünlerle hukukun ticarileşmesinin önünü açtığını savunuyor. Fakülte süresince yapılan harcamalara bir yenisi daha eklenmesi, öğrencilerin ekonomik olarak daha da zorlanmasına neden oluyor. Ayrıca, birçok stajyer ve işçi avukatın kayıt dışı çalıştırılması ve ucuz iş gücü olarak görülmesi, sınavla birlikte daha da meşrulaşıyor.
Komisyon üyeleri, bu duruma karşı kararlı bir duruş sergileyerek şu ifadeleri kullandı:
‘’Fakülte süresince öğrencilerin eğitimini tamamlamak için yaptığı harcamalara bir yenisi daha ekleniyor. Sınav için özel kurslar, yeni çıkan “soru bankaları” gibi fırsatçı zihinlerin ürünleriyle hukukun ticarileşmesinin önü bir kez daha açılıyor. Bugün birçok stajyer, işçi avukat kayıt dışı çalıştırılıyor ve ucuz iş gücü olarak görülüyor. Bu sınav ile birlikte kayıt dışı çalışmalar meşruluk kazanıyor, emek sömürüsü katmerlenerek artıyor. Ne öğrenci ne avukat olan hukuk fakültesi mezunları; tekrar sınava girmeyi beklerken bir yandan sınava hazırlanıyor, bir yandan da güvencesiz koşullarda ucuz işçi olarak kullanılıyor’’
Sonuç
ÇHD'nin açıklamaları, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nın yarattığı tartışmaları yeniden alevlendirdi. Sınavın amacı, hukuk mesleğinin kalitesini artırmak mı, yoksa genç hukukçuları sistemin dışına itmek mi? Bu soruların cevapları, hukuk camiasında uzun süre tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor. Hukuk fakültesi mezunları, bu adaletsizliğe karşı seslerini yükseltmeye devam edecek ve sorumlusu olmadıkları hiçbir şeyin bedelini ödemeyeceklerini vurgulayacaklar.