Son günlerde Ece Gürel'in Belgrad Ormanı'nda kaybolması ve ardından hayatını kaybetmesi, pek çok tartışmayı beraberinde getirdi. En dikkat çeken iddia ise Gürel'in ormana çığlık terapisi için gittiği yönündeydi. Bu yöntem, 1970'lerde Amerikalı psikolog Dr. Arthur Janov tarafından geliştirilmiş olsa da, günümüzde bilimsel temeli olmadığı gerekçesiyle eleştiriliyor.
Çığlık Terapisi Nedir ve Neden Tartışmalı?
Çığlık terapisi, kişinin bastırılmış duygularını bağırarak dışa vurması ve bu şekilde iyileşeceğine inanması üzerine kurulu bir yöntem. Ancak psikiyatri uzmanları, bu terapiyi bilimsel olmayan ve hatta tehlikeli buluyor. Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Çığlık atmak geçici bir rahatlama sağlayabilir, ancak bu yöntem ormanda tek başına uygulanacak bir şey değil" diyerek uyarıda bulundu.
Cadılık Eğitimi İddiaları ve Orta Çağ'a Dönüş
Ece Gürel'in aynı zamanda cadılık eğitimi aldığı iddiaları da gündeme geldi. Hale Nur Özen adlı bir kişiden ders aldığı öne sürülen Gürel'in bu yönü, "Orta Çağ'a geri mi dönüyoruz?" sorusunu akıllara getirdi. Tarhan, bu tür uygulamaların modern toplumda varoluşsal boşluktan kaynaklandığını belirterek, "İnsanlar hayal ile gerçeği karıştırıyor. Bu durum, sosyal şizofreni olarak adlandırılabilir" dedi.
Uzmanlar Ne Diyor?
Psikiyatri Profesörü Dr. Hakan Türkçapar, çığlık terapisinin sahte bilim olduğunu vurguladı. "Bu yöntem, kişinin bastırılmış travmalarından bağırarak kurtulacağını savunuyor. Ancak ne kuramsal ne de pratikte kabul edilebilir bir yöntem değil" diyen Türkçapar, bu tür uygulamaların ciddi ruhsal sorunları olan kişiler için riskli olduğunu belirtti.
- Çığlık terapisi bilimsel değil, geçici bir rahatlama sağlıyor.
- Cadılık eğitimi gibi uygulamalar, modern toplumda varoluşsal boşluktan kaynaklanıyor.
- Uzmanlar, bu tür yöntemlerin ciddi ruhsal sorunları olan kişiler için tehlikeli olduğunu vurguluyor.
Ece Gürel'in trajik ölümü, hem çığlık terapisi hem de cadılık eğitimi gibi tartışmalı konuları yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, bu tür yöntemlerin bilimsel olmadığını ve toplumda yanlış anlaşılmalara yol açabileceğini belirtiyor.