19 Mart seçimlerinin ardından gelen 2 Nisan boykotunun etkileri hala tartışılıyor. Seçmen iradesinin yok sayıldığı iddiaları üzerine yapılan bu boykotun başarılı olup olmadığı merak konusu. Uzun yıllar ekonomi gazeteciliği yapmış bir gazeteci olarak, özel günlerdeki alışveriş artışlarını yakından takip ettim. Ancak bu sefer, rakamları açıklayabilecek kurumlar sessizliğini koruyor. Peki, 2 Nisan boykotu gerçekten başarılı oldu mu? İş dünyası ve rakamlara sahip kurumları yoklayarak elde ettiğim bilgileri ve izlenimleri aktarıyorum.

Rakamları Açıklamama Korkusu

Bankalararası Kart Merkezi (BKM) ve diğer kurumlar, 2 Nisan'daki harcamaları açıklama yetkisine sahip olsalar da, bu konuda çekimser davranıyorlar. Bunun temel nedeni, açıklama yapmaları durumunda karşılaşabilecekleri olası sonuçlar:

• Açıklama yapıp boykotun başarılı olduğunu kanıtlarlarsa, iktidarı karşılarına almış olacaklar.
• Boykotun başarılı olduğunu söyleyerek yeni boykotları tetiklemekten korkuyorlar.
• İktidarı memnun etmek için boykotun başarısız olduğunu iddia ederlerse, halkın tepkisini çekmekten endişe ediyorlar.

Perakendecilerden AVM yöneticilerine, restoranlardan otel sahiplerine kadar iş dünyasındaki herkesin tedirgin olması, boykotun amacına ulaştığını gösteriyor. Zaten boykotun temel amacı, halkın ekonomik gücünü göstererek tedirginlik yaratmaktı.

AVM Girişleri ve Restoran Kayıpları

Boykotun şehirler, iller ve ilçeler bazında farklı etkileri olduğu belirtiliyor. Muhalefetin güçlü olduğu bölgelerde AVM girişlerinde ve restoranlarda ciddi azalmalar yaşanmış durumda. AVM ziyaretçi sayısındaki düşüşler, bayram günleriyle kıyaslandığında dramatik seviyelere ulaşıyor. Anadolu'daki bazı AVM'lerde bile ziyaretçi sayısında %25'in üzerinde azalma gözlemlenmiş.

Restoranlar ise boykottan en çok etkilenen sektörlerden biri oldu. Şubesiz veya zincir tüm restoranlarda müşteri sayısı ve ciroda genel bir azalma söz konusu. Özellikle Boğaz hattındaki mekanlar büyük kayıplar yaşamış. Beyaz yakalıların yoğun olduğu bölgelerde çalışanların çoğu yemeğini evden getirirken, kahve ve çayını ofiste demlemeyi tercih etmiş.

Boykotu Boykot Edenler ve Sosyal Alanların Önemi

Elbette, boykotu desteklemeyenler de oldu. Temel ihtiyaç ürünleri veya keyfi alışverişlerini özellikle 2 Nisan'a denk getirenler, boykotu kırmaya çalışmış. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belirttiği gibi, taşıt filosunun akaryakıt ihtiyacını o gün karşılayanlar da var. Ancak, boykot temel bir demokratik haktır ve herkesin kötü hizmet aldığı veya kazıklandığı için bir daha gitmediği markalar/mekanlar vardır.

Bireysel olarak boykota katılan Kuruçeşme Balık'ın işletmecisi Musa Şit'in şu sözleri dikkat çekiyor: "Genel olarak restoranlar zorlanıyor. Özellikle içkili mekanlar ayakta kalmakta güçlük çekiyor. Ayakta kalmak bir dert ruhsat alabilmek başka bir dert. Pek çok belediyenin içkili mekân ruhsatı vermediğini unutmayın. Zaten bizi eve tıkmak istiyorlar. Sosyal alanlarımızı terk etmeyelim. Bizden boşalan sosyal alanları başkaları dolduruyor. Bu dediğimi anlamak için Taksim’e bakın. Buna karşı da dikkatli olmalıyız."

Sonuç olarak, 2 Nisan boykotu iş dünyasında ciddi bir tedirginlik yaratmış ve bazı sektörlerde kayıplara neden olmuştur. Ancak, boykotun uzun vadeli etkileri ve amacına ulaşıp ulaşmadığı hala tartışma konusudur. İş dünyasının endişelerini doğru okuyarak, boykot ve protestoların amacının sermaye karşıtlığı veya ekonomiyi baltalamak olmadığını açıkça belirtmek önemlidir. Amaç, bağcıyı dövmek değil, dikkat çekmek ve talepleri dile getirmektir.